Mesane kanserinde yeni dönem: ctDNA testiyle gereksiz tedaviler önleniyor
IMvigor011 çalışması çığır açtı: ctDNA pozitif hastalarda atezolizumab yaşam süresini uzattı
Mesane kanseri erkeklerde daha sık olmak üzere en sık görülen kanser türüdür. Akciğer kanseri sonrası sigara ve tütün ürünlerinin sebep olduğu en sık kanserlerden biridir.
Mesane kanseri genel olarak agresif seyreder. Son yılarda çok sayıda tedavi seçeneği ile bu agresif tümörde umut veren başarılar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Son Avrupa Onkoloji Kongresinde en çok ilgi gören çalışmaların başında IMvigor011 çalışmasının sonuçlarının açıklanmasıdır. Bu çalışma kanser tedavisinde yeni bir çığır açmıştır. Bu çalışma ilk sefer bize kanda bakılan ctDNA sonucuna göre tedavinin şekillenmesi ile iyi sonuç alabileceğimizi ve ctDNA tedavi seçiminde rol alacağını gösterdi.
ctDNA (circulating tumor DNA), tümör hücrelerinden kana karışan küçük DNA parçacıklarıdır. Kanser hücreleri öldükçe veya bölündükçe genetik materyallerinin bir kısmı kan dolaşımına geçer. Bu DNA parçaları, tümöre özgü genetik mutasyonları taşır. Bu sayede kan örneği üzerinden — yani basit bir “likit biyopsi” ile — hastanın vücudunda kanser hücrelerinin kalıp kalmadığı anlaşılabilir.
Mesane kanserinde ctDNA nasıl bakılır
- Kan örneği alınır:
Hastadan rutin bir kan tahlili gibi örnek alınır (genellikle ameliyattan sonra, belirli aralıklarla). - Tümöre özel mutasyonlar belirlenir:
Hastanın ameliyatla çıkarılan tümör dokusundan genetik analiz yapılarak, o tümöre özgü DNA değişiklikleri (örneğin TP53, FGFR3, PIK3CA mutasyonları gibi) saptanır. - ctDNA taraması yapılır:
Daha sonra hastanın kanındaki DNA parçaları, tümördeki bu mutasyonlarla karşılaştırılır. Eğer aynı mutasyonlar kanda da tespit edilirse, hastada ctDNA pozitifliği olduğu kabul edilir.
IMvigor011 çalışması şüphesiz ctDNA temelli tedavi rehberliği, mesane kanserinde adjuvan immünoterapiye yön vermede umut verici sonuçlar gösterdi
Çalışma özeti
Radikal sistektomi sonrası yüksek riskli kas invaziv mesane kanseri (MIBC) hastalarında yapılan seri ctDNA (dolaşımdaki tümör DNA’sı) takibi, hangi hastaların adjuvan tedaviye ihtiyaç duyduğunu belirlemede umut verici sonuçlar verdi. Global, randomize, çift kör, faz 3 IMvigor011 çalışmasının (NCT04660344) birincil analizinde, ctDNA pozitif hastalarda atezolizumab (atezo) tedavisinin plaseboya kıyasla etkisi değerlendirildi.
Yöntem:
Kas invaziv mesane kanseri olan, radyolojik olarak hastalık bulgusu saptanmayan hastalar, sistektomiden 6–24 hafta sonra izlem programına alındı ve ameliyat sonrası 1 yıla kadar düzenli ctDNA testleriyle takip edildi. ctDNA pozitif çıkan uygun hastalar 2:1 oranında atezolizumab (1680 mg, her 4 haftada bir, 12 döngüye kadar veya 1 yıla kadar) ya da plaseboya randomize edildi. Birincil sonlanım noktası hastalıksız sağkalım, ikincil sonlanım noktası ise genel sağkalım olarak saptandı. ctDNA negatif kalan hastalar tedavi almadı.
Sonuçlar:
Toplam 761 hasta izleme alındı; bunlardan ctDNA pozitif olan 250 hasta randomize edildi (atezolizumab n=167; plasebo n=83). Medyan 16,1 aylık takipte, atezolizumab kolunda hastalıksız sağkalımda anlamlı bir iyileşme görüldü (HR 0,64; P=0,0047) ve genel sağkalım da anlamlı derecede uzadı (HR 0,59; P=0,0131).
Ciddi (Grade 3/4) yan etki oranı atezolizumab kolunda %28,5, plasebo kolunda %21,7 idi (tedaviye bağlı olarak sırasıyla %7,3 ve %3,6). Tedaviye bağlı ölüm oranı ise %1,8’e karşı %0 olarak bildirildi. ctDNA negatif kalan 357 hastada 1 yıllık hastalıksız sağkalım oranı %95,4, 2 yıllık hastalıksız sağkalım oranı ise %88,4 olarak bulundu.
Sonuç:
ctDNA temelli adjuvan atezolizumab tedavisi, plaseboya kıyasla istatistiksel ve klinik olarak anlamlı düzeyde hastalıksız ve genel sağkalım avantajı sağladı. Atezolizumab’ın güvenlik profili beklenen düzeyde ve tolere edilebilir bulundu. ctDNA negatif kalan hastalar ise düşük nüks riski taşıdı. Bu çalışma ile ctDNA temeli tedaviye karar verme günlük pratik tedavi algoritmasına girmiş oldu