Kansere karşı yeni güçlü tedavi seçeneği olarak kanser aşıları

Kansere karşı  yeni güçlü tedavi seçeneği olarak kanser aşıları

Kanser sadece metastaz yapma ve uzak organlara yayılarak onun fonksiyonunu bozma özeliği ile kusursuz ilerlemez. Kanser hücrelerinin en önemli diğer özelikleri, vücut savunma hücrelerimizin aktivitesini baskılama, ya da onları tanıyan CD8 ve CD4 T hücrelerinde kendini gizleme özeliği de mevcuttur.

Kanser hücreleri normal dokulardan farklı olarak sentezledikleri hücre yüzeyi proteinleri mevcut. Bu hücre yüzeyi proteinleri genel olarak kanser ilişkili proteinler olarak tanımlanır.

Önceki yıllarda, kanser yüzey proteinleri değiştirilerek aşı olarak kanser mücadelesinde kullanılmıştır. Bunların en bilinenleri prostat kanserinde kullanılan Sipuleucel-T, Küba kanseri aşısı olarak bilinen, CIMAvax akciğer kanserinde kullanılan protein bazlı kanser aşılarıdır.

Covid pandemisinde kullanılan mRNA aşılarına benzer yeni kanser aşıları tümör tedavisinde çığır açacak gibi gözüküyor.

mRNA kanser aşıları, ameliyat olmuş kanser hastalarında standart tedavi olan kemoterapi ve benzeri tedavilerle ya da sonrası verilerek nüksü önlemede kullanılabilecek.

Çok sayıda kanser türünde (akciğer, mesane, cilt tümörleri, pankreas, santral sinir tümörler ve benzeri) ameliyat sonrası adjuvan tedavi şeklinde kullanılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

mRNA bazlı aşılar her kanser türüne özgü tümör ilişkili proteinlerin savunma hücreleri tarafında tanınması kolaylaştırıyor. T-hücrelerinin kanseri yabancı, düşman olarak tanımasını yoğun şekilde uyararak ameliyat sonrası kana salınmış az sayıda kanser hücrelerini yok etmesi sağlanıyor.

mRNA aşılarının ilk sonuçları yakın dönemde cilt tümörü olan maling melanom da açıklandı.

Ameliyat olmuş ileri evre melanom hastalarında standart tedavi olan immünoterapiye(pemrolizumab) melanom için geliştirilmiş mRNA aşısı verilen grupta nüks oranı %44 daha az saptandı.

Bu çalışma sonrası, daha kapsamlı faz III çalışması planlandı.

Melanom için kullanılan mRNA aşısı kanser ilişkili 34 spesifik proteine karşı CD8-T savunma hücrelerini uyaran özeliği mevcut.

mRNA aşıları sadece ameliyat sonrası değil evre IV hastalarda standart tedavilerle kullanılması gündeme gelecek gibi gözüküyor. Bu alanda da çok sayıda çalışma mevcut.

Tabi ki bu aşıla çalışmaların en büyük handikabı, savunma hücrelerini kansere karşı uyarırken, savunma hücrelerinin kontrolü kaybedip, aşırı aktifleşip normal dokularımıza zarar verme durumunun olmasıdır.

Diğer en önemli sorun, bazen kanser ilişkili proteinlerle normal doku proteinlerin benzerlik oranın fazla olması ve bu benzerlikten doğan çapraz reaksiyon riskidir. Bu reaksiyonlardan sakınmak için daha spesifik proteinlere karşı savunma hücrelerini uyaracak aşılar geliştirilmeye çalışılıyor. Bu yan etkiler maalesef aşı çalışmalarda hız sınırlayıcıdır.

Son söz olarak şunu söyleyebilirim ki, immünoterapi nasıl ki kanser mücadelesinde bir devrime yol açtıysa, mRNA bazlı aşılar bu mücadele yeni bir çığır açacak.

 

 


    Yorum Bırakın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak.