Pembrolizumab Kombinasyonu, Platin Dirençli Yumurtalık Kanserinde Yaşam Süresini Uzattı
Platin dirençli over kanserinde yeni tedavi seçeneği
Over (yumurtalık) kanseri kadınlarda en sık görülen kanserlerden biridir. Platin bazlı kemoterapiler sonrası diğer kurtarma tedavilerinin yanıt oranı düşüktür.
Son zamanlarda yeni tedavi seçenekleri bu grup hastalarda gündeme gelmektedir. Platin bazlı kemoterapi sonrası tedavilere yanıtın belirgin azaldığı bu hasta grubunda yeni seçeneklerle olumlu sonuç oranı artmaktadır.
Yeni bir faz 3 klinik araştırma, immünoterapi ilacı pembrolizumabın, haftalık paklitaksel (kemoterapi) ve isteğe bağlı olarak bevacizumab ile birlikte kullanıldığında, platin dirençli tekrarlayan yumurtalık kanseri hastalarında yaşam süresini anlamlı ölçüde uzattığını ortaya koydu.
Araştırmanın Detayları
ENGOT-ov65/KEYNOTE-B96 adıyla yürütülen bu uluslararası çalışma, daha önce en az bir platin içeren tedavi almış ve hastalığı 6 ay içinde yeniden ilerleyen 643 hastayı kapsadı.
Katılımcılar iki gruba ayrıldı:
Pembrolizumab (400 mg, 6 haftada bir) ile haftalık paklitaksel (80 mg/m², 3 haftalık döngülerle) ve isteğe bağlı bevacizumab alan grup
Plasebo + paklitaksel (± bevacizumab) tedavisi alan kontrol grubu
Etkileyici Sonuçlar
Araştırmanın ilk ara analizinde (15,6 aylık takip süresi), pembrolizumab grubunda hastalığın ilerlemeden geçtiği süre (PFS) belirgin şekilde daha uzun bulundu:Tüm katılımcılarda: 8,3 ay vs 6,4 ay, PD-L1 pozitif hastalarda: 8,3 ay vs 7,2 ay
İkinci analizde (26,6 aylık takipte), genel yaşam süresi (OS) de özellikle PD-L1 CPS ≥1 hastalarda anlamlı biçimde uzadı:18,2 ay vs 14,0 ay.
Tedaviye bağlı ciddi yan etkiler pembrolizumab grubunda biraz daha yüksek görüldü (%67,5 vs %55,3), ancak araştırmacılar bu yan etkilerin yönetilebilir düzeyde olduğunu bildirdi.
Yeni Bir Tedavi Seçeneği Olabilir
Bu bulgular uzun süredir sınırlı tedavi seçeneği bulunan platin dirençli tekrarlayan yumurtalık kanseri hastaları için önemli bir gelişme olduğunu gösteriyor.
Çalışma, immünoterapinin bu hasta grubunda standart tedaviye eklenmesinin hem yaşam süresini hem de hastalık kontrolünü iyileştirebileceğini gösteriyor.
